top of page
nurtene0

HETEROTOPYALAR






Yaratıcı Alan Yeniden Tanımlanırken



PechaKucha Night İstanbul 2023 içeriklerini hazırlarken birbirinden ayrı ayrı, farklı dinamiklerle çalışırmış gibi görünen yaratıcı düşünce ve pratiklerin giderek bir potada eriyip hem kendilerini hem de yaratıcı alanı dönüştürdükleri gözleminden yola çıkmıştık. Bu alanı tanıma içgüdüsü ve merakı ile tüm yaratıcı düşünce ve pratikleri kesen dört bileşene bakmak istedik: mekânlar, şeyler, deneyimler (eylemler, duygular, algılar) ve dil. Böylelikle 4 bölümden oluşan serimizin başlıkları da ortaya çıkmış oldu. Unreal Spaces: Gerçekdışı Mekânlar, Multiverse Designs: Çoklu Evren İçin Tasarımlar, Digital Experiences: Sanal Deneyimler ve Poetic Industries: Şiirsel Endüstriler.


Dizinin ilk bileşeni mekân ile ilgili okumalar bizi bütün bu başlıkları anlamlandıran ve bütünleştiren ‘heterotopya’ kavramına getirdi. Foucault, 1967 yılında yazdığı “Başka Mekânlara Dair” (Des Espaces Autres / Of Other Spaces) isimli metinde başka mekânları “heterotopya” olarak nitelendirir. Foucault’ya göre “başka mekânlar” olarak nitelendirilebilecek, diğer bütün mekânlarla ilişki içerisinde olmakla birlikte, onları dışlayan mekânlar vardır. Bunlardan biri “ütopya” diğeri “heterotopya”dır. Ütopyalar, Foucault tarafından “yeri olmayan yerler” olarak nitelendirilirken; heterotopyalar ise zamansal ve mekânsal farklılıklarıyla birlikte, gerçek mekânların dışında var olabilen “başka bir mekân” olarak isimlendirilir. Her ne kadar Foucoult’nun çıkış noktası heterotopyaların toplumsal normlardan sapma sonucunda ortaya çıktığı görüşü olsa da (hapishaneler, tımarhaneler, bakımevleri vb. ) insanın gündelik hayat içindeki anlam arayışı sürecinde yaptığı, hissettiği ve algıladığı şeyleri ortaya çıkarmasına aracılık eden her türlü pratik kendine heterotopik bir mekân (sinemalar, karnavallar, fuarlar, koloniler vb.) üretme potansiyeline de sahiptir.


Günümüzde teknolojideki gelişmeler insanların sanal ortamlarda daha uzun süre vakit geçirmelerine ve kendilerine yanılsama da olsa sığınabilecekleri alternatif bir gerçeklik yaratmalarına fırsat veriyor. Yaşantılarımızı her geçen gün daha fazla ‘fiziksel’ ve ‘sanal’ arasındaki geçişlerle şekillenen bir dizi eylem etrafında deneyimliyoruz. Bu geçiş noktalarında ortaya çıkan ara yüzler ise fiziksel ve sanal malzemeleri türlü oranlarda karıştırıp çalkalayarak kullanıcılara farklı duygular ve deneyimler yaşayabilecekleri, eylemler gerçekleştirebilecekleri mekânlar sağlıyor.


İşin ilginç tarafı heterotopya, Foucault açısından doğrudan mekân ile ilişkili bir kavram olsa da sözcüğün kökeninde tıbbi bir olgu yer alıyor. Tıbbi terminolojide heterotopya olması gereken yerde olmayan, yer değiştirmiş bir organ ya da bedenin bir bölümünü̈ ifade etmek için kullanılıyor. Her iki anlamı ile birlikte ele aldığımızda ise heterotopya bize mekânlarla birlikte eşyalar, deneyimler ve dili de işin içine katarak yeniden tanımlanan yaratıcı alanı anlamak için bir izlek öneriyor.


26 Eylül 2023 tarihindeki PechaKucha Night İstanbul Vol. 30 "Unreal Spaces: Gerçekdışı Mekânlar’ başlığı ile mimariden bilgisayar oyunlarına, tiyatro sahnesinden oyun parklarına kadar mekânların nasıl yaratıldığına odaklanacak.


Serinin "Multiverse Designs: Çoklu Evren için Tasarımlar’ başlıklı etkinliği ise Kasım ayında gerçekleşecek. Bu sefer odağımız fiziksel ve sanal ihtiyaçlara uyum sağlayabilen ürünler, hizmetler, deneyimler, uyarlanabilir yapılar ve empatik ara yüzler yaratmanın inceliklerini araştırmak olacak.


‘Digital Experiences: Sanal Deneyimler’ başlıklı etkinliğimizde ise odağımıza kullanıcıyı alıp teknoloji ve yaratıcılığın endüstriler ve kültürler arasında kullandığı dönüştürücü gücü; sürükleyici sanal gerçekliklerden etkileşimli hikaye anlatımına kadar dijital deneyimlerin insan etkileşimlerini yeniden tanımlama, duyguları harekete geçirme, dünyayı algılama ve dünyayı dolaşma pratiklerimizi yeniden şekillendirme konusundaki sınırsız potansiyelini ele alıyoruz.


Serinin son etkinliği ‘Poetic Industries: Şiirsel Endüstriler’de ise hızla değişen yazılı kültür dünyasına giriyoruz. Çocuk edebiyatı, grafik romanlar, oyunlar ve şiirler, mekâna özgü ve deneysel yazılar ve daha fazlasını içeren bu dünyanın bir taraftan dijital devrim ile nasıl dönüştüğüne ve dijital medyanın yazma, yayınlama, düzenleme, uyarlama, okuma ve gözden geçirmenin anlamlarını ve süreçlerini nasıl yenilediğine bakarken diğer taraftan edebi anlatının bilgisayar oyunlarındaki rolünü, kurgunun uyarlamaları nasıl kökten değiştirdiğini de gözden kaçırmıyoruz.


Sizin de bu alanı tanıma içgüdünüz ve merakınız uyandıysa; bu konularda ilgili söyleyecek sözünüz, anlatılacak öykünüz, sorulacak sorunuz, paylaşmak istediğiniz projeniz varsa yeni sezonda sizi de sahnemizde ya da izleyicilerimiz arasında yerinizi almaya davet ediyoruz.



14 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commentaires


bottom of page